Skandallarına skandal eklemekte üstüne insan tanımayan YTÜ
rektörü, okulu parsel parsel satmaya başladı. Nasıl yapsam da cemaate yaransam,
devletime en iyi rektör olduğumu göstersem, şeklinde kafasının çalışma
potansiyelini zorlayan rektör YTÜ'nün Çağlayandaki arsasını TOKİ'ye satmış şey pardon verivermiş. Böylelikle
İş ADAM'ı
olma yolunda büyük adımlar atmaya başlamış vesselam.
Başka bombaları da var tabi. Sanat ve Tasarım Fakültesini
YTÜ Beşiktaş kampüsünden Davutpaşa kampüsüne sürerek (daha fakültenin kurulu
olmaması gerçeğini görmezden gelerek ) ne kadar sanat sever ve ulvi bir insan olduğunu gösterdi.
http://video.ntvmsnbc.com/atama-krizi.html(NTV HABER)
Okulda kulüp açmak için binbir
türlü katakullilerle öğrencileri canından bezdiren, açılan kulüplerin ise
etkinlik yapmamaları için türlü türlü ali
cengiz oyunları yapan Sayın Yüksek , bizzat kendisinin ilgilendiği 100. yıl
etkinliklerinde YTÜ'ye mehteran
getirtip, okuldaki kimseyi etkinliğe almayıp dışardan tespihli takım elbiseli, faşist kılıklı denyoları getirterek hatta ve hatta buna itiraz edenlere karşı gözaltı ve gaz
bombası emri vererek eğitimi tatil ettirerek kampüsü polislere teslim etmiş ve
bize nasıl bir büyük aktivist olduğunu göstermiştir.
Yeteneklerinde sınır tanımayan Sayın Yetenek, YTÜ'deki
güvenlik sayısını 1 yılda 2 katına çıkararak okulu kışlaya çevirme konusunda da
çok iddalı. Okul güvenliğini kendi özel koruması olarak kullanarak istediği
emirleri yerine getirtiyor. Örneğin hiçbir yerde görülmemiş duyulmamış okul
giriş çıkışlarında "yabancı"ların telefonlarının alınması talimatıyla
kadınların güvenlik görevlileri tarafından taciz edilmesine göz yummuş ve
bununla ilgili YTÜ'ye açılan davada "kötü niyetli
öğrencilerimiz var" diyerek önce ne kadar iyi niyetli bir insan
olduğunu, işler sarpa sardıktan sonra da "evet
yaptım özür dilerim" diyerek ne kadar hödük
bir insan olduğunu gösterdi.
Ayrıca Davutpaşa kampüsündeki Otağ-ı Humayun bahçeyi
yani 12 eylülde işkence hane olan merkeze Tekno Park yaparak ne kadar rantçı olduğunu
ve buranın müze yapılmasını isteyen disk görevlilerine polislerini göndererek
püskürtme yöntemini kullanan ve pişkin pişkin ben okulda polis olmasını
istemiyorum diyerek kafasının ne kadar karışık olduğunu bize gösteren hunili(yiğit
özgür sağolsun) bir insan olduğunu gösterdi.
Öğrencilere Bahar şenliklerini zehir eden Sayın Huni, zaten
öğrencilerin sosyal ortamlarının neredeyse sıfır olduğu kampüslere bir de İş
Bankası şubesi açarak tüm öğrencileri zorunlu banka Müşterisi yapmış ve kampüs içinde oturacak alan bile
bırakmamıştır. Katmerli olsun diye şenlikleri saat 12'de bitiren ve içki
içilmeyen süpppper güvenlik önlemleriyle öpüşmeyi engellemeye çalışan bu Artislik Patinaj 1.si kişilik şenlik gruplarını bile kendi seçerek müzisyen kişiliğini de göstermeyi ihmal
etmemiştir.
Son olarak bitirirken Rektör olmak dışında bütün hünerlerini/yeteneklerini
öğrencilere zulmetmek(sırrı süreyya sağolsun literatüre tekrardan
kazandırmıştır bu kelimeyi) ve PARA olan bu insan artık çılgınlıklarını kenara
bırakıp ya AKP milletvekilliği için bizzat Erdoğanla görüşmeli(çünkü bu
yaptıkları yetmez bence) ya da bu kadar "Yüksek"ten uçmayı bırakmalı
sadece istifa etmeli.
İsmail YükseK- Çılgın
Naylon Branda
"İsmail
YanıtlaSilSek sek sekerek ismail
Rastık çekerek ismail
Adresim aynı ismail
Posta kodum da aynı yavrum "
blogunuzu takip ediyorum. çok da güzel yazmışsınız.. durmak yok yola devam...
YanıtlaSilKronik siz ve beste size mi ait? Bir video varsa yayinlamak isteriz. :)
YanıtlaSilAdsiz, çok tesekkurler. Gazinizi bizden eksik etmeyin.
Sevgiler...
bu gercekten anlasılır, uzatmadan, blogu okurken bizi de sıkmayan, bolum bolum güzel bir yazı olmuş...
YanıtlaSilece temelkuran yazınız da biraz okunmaz olmus ya... ne kadar uzundu...
Söz konusu şarkı Grup Vitanmin'den İsmail;
YanıtlaSilhttp://www.youtube.com/watch?v=80QWi-rtsl4